eyupsultan


Eyüp Sultan Camii Konumu
Eyüp Sultan Camii,
Istanbul'da Haliç'in kuzey ucunda Eyüp semtinde bulunmaktadır.
islamiyet'i ilk kabul edenlerden ve Arapların
Istanbul'u kuşatması sırasında şehit olan Hz. Eyyubu El-Ensari'nin gömüldüğü yerdedir. Fatih Sultan Mehmet’in emri ile buraya bir türbe, yanına da bir cami yapıldı.
Eyüp semtinin merkezinde, Haliç kenarındaki Eyüp Sultan Külliyesi içinde bulunan Eyüp Sultan Camii,
islam aleminin önemli ziyaretgahlarından biridir.
Eyüp Sultan Camii Tarihi
Doğu Roma Imparatorluğu ( Bizans ), Konstantinapol’de I.Konstantin tarafından kurulup,
şehrin etrafındaki surlar yapıldıktan sonra Bizanslılar, o tarihte,bir inziva yeri gibi kabul edilen ve ‘’Kozmidyon’’denilen bu semtte, tümü dini nitelikli önemli eserler meydana getirmişlerdir.
Eyüp Sultan, Mekke'ye giderek Akabe'de ilk Müslüman olan sahabelerdendir.
Alemdarı Nebi, Mihmandarı Resulullah diye anılır. Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katılmış,
istanbul kuşatmasında şehit düşmüştür.
Kara
surları ile Haliç surlarının birleştiği yerin dışında yer alan Eyüp Camii ve Türbesi
Islam dünyasının kutsal yerlerinden kabul edilir. Bu türbe adını, Hz. Muhammed'i Medine'ye ilk geldiğinde evinde misafir eden Hz. Ebu Eyüb el-Ensari isimli sahabeden almıştır. ayrıca Eyüp-el Ensari Hz. Muhammet'in bayraktarlığını yapmış bir
şahıstı, . Halk arasında "Eyüp Sultan" olarak adlandırılan bu kişi, Emevilerin 668-669'daki
Istanbul kuşatmasına katılarak bu savaşta şehit olmuştur.
Istanbul'un Türk kuşatması sırasında mezarı keşfedilmiş, türbedir.
Mezarının bulunduğu yeri
Istanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed'in
hocası Akşemseddin rüyasında görmüş ve buraya türbe ve şehrin ilk camii buraya yapılmıştı. Külliyenin ilk inşa edilen kısmı 1459 yılında ise yine Fatih Sultan Mehmed tarafından türbenin yanına camii, medrese, imaret ve hamam yaptırılmış böylece külliye oluşmuştur.
1458 yılında yapılan ilk cami yıkılmış, yaptırılan bu ilk camii 1766 yılındaki depremde çok büyük zarar
görmüş ve tamir edilemeyeceği anlaşılınca, Sultan III. Selim tarafından 1798'de tamamen yıktırılarak yerine yeni bir camii yaptırılmıştır. Bu yeni camii 1800 yılında tamamlanmış ve padişahın da katıldığı bir törenle ibadete açılmıştır. Günümüze kadar
ulaşmayı başaran bu ikinci camidir.
1819’da 2. Mahmud’nin
armağanı olan atlastan sanduka örtüsü üzerinde hat ustası Rakım efendi’nin yazıları vardır. Türbedeki levhalar, Mustafa
Izzet Efendi, Celalettin Efendi Gibi hattatların yanı sıra Ahmet III, Mahmut II gibi sultanlara aittir.
1822 yılında deniz tarafına rastlayan minareye yıldırım düşünce, minarelerin üst
şerefelerine kadar olan kısmı yeniden yaptırıldı.
Caminin 17.50 metre çapında bir ana kubbesi ve 1723 yılında eskilerine göre daha uzun olarak inşa edilen iki minaresi vardır. Camii içi süslemeleri oldukça sadedir. Bu açıdan 18. yüzyıl camilerinden farklıdır. Ama mihrabındaki altın yaldızla kaplanmış süslemeler dikkat çekicidir.
Camii iç süslemeleri oldukça sadedir. Bu açıdan 18. yüzyıl camilerinden farklıdır. Ama mihrabındaki altın yaldızla kaplanmış süslemeleri dikkat çekicidir.
Cümle kapısı önündeki Sinan Paşa
kasrı 1798'de yıktırılmıştır. Yerinde ulu bir çınar ağacı gölgesinde etrafı parmaklıklı bir set ve çimen sofa vardır. Parmaklığın dört köşesinde dört çeşmecik bulunur. Bunlara hacat çeşmeleri, kısmet çeşmeleri denir. Tamir edildikten sonra camiyi açıp namaz kılan Sultan III. Selim Mevlevi olduğu için parmaklıkların üzerinde Mevlevi sikkeleri vardır.
Dış avlunun caddeye açılan iki kapısı vardır.
iç avlu 12 sütuna müstenit 13 kubbelidir. Avlunun ortası şadırvandır. Türbe tek kubbeli, 8 köşelidir. Türbe methalinde
nakşı kademi saadet, sağında sebil bulunur.
Bu kadar çok kabir, türbe, lahit başka bir camide iç içe geçmemiştir. Serviler ve mezarlıklar cami çevresini uhrevi bir mekan yapar. Necip Fazıl, Fevzi Çakmak, Ferhat Paşa, Mehmet Paşa,
Siyavuş Paşa, Beşir Fuad, Ahmet Haşim, Ziya Osman Saba, Sokullu Mehmet Paşa burada yatmaktadır.
Fatih'ten sonra Hz. Halid' in kabri etrafında ilk
şehitler gömüldüler Daha sonra birçok devlet
adamı, bilim adamı, sanatkar ve Eyüp Sultan'a yakın olmak isteyen birçok kişi buraya gömüldüler Eyüp Sultan türbesinin haziresinde yatan
bazı meşhur şahıslar: Gazi Ethem Paşa, Küçük Said Paşa, Fatih'in Sakası, Mustafa Ağa, Yusuf Baba, Hoca Sinan Paşa, Muhsinzade Mehmet Paşa, Esma Sultan,
Şeyh Sadreddin-i acemi, Hasan-ı Samsuni, Ali bin Mehmed el- Kuşçu, Muhyiddin bin Muhammed bin Abdülevvel-i Tebrizi Mahmud Zihni Efendi,
İzzet Paşa, Mehmed Ibrahim Paşa, Yusuf Sinan Paşa, Mehmed Şevki, Mustafa Asım, Müeyyidzade Abdurrahman, Zübeyde Fitnat Hanım.
Eyüp Sultan Camii'nin çevre duvarı içinde yer alan Hz. Eyyubu El Ensari'ye ait türbe 1458 yılında yaptırıldı. Sultan Birinci Ahmed ve Sultan
Ikinci Mahmud dönemlerinde tamir gören türbe 16.yy'dan itibaren çinilerle süslendi. Türbedeki gümüş
şebeke ve şamdanlar son devirlere ait olmakla beraber sandukanın ayakucundaki kuyunun kabrin keşfi sırasında bulunan pınar olduğu ileri sürülür. Eyüp Sultan Türbesi yüz yıllar boyu
Islam aleminin ziyaret yeri olmuştur.
Islam'ın kutsal Cuma günleri inançlı kalabalıklar türbeyi ziyaret ederler. Yaşlı ağaçlar, uçuşan güvercinler, namaz kılanlar, dua ve ziyaret edenler, türbe ve camii civarını mistik, renkli bir atmosfere büründürür. Avludaki türbenin duvarları değişik çağların çinileriyle kaplıdır. Tarihi kaynaklar bu semtin Bizans devrinde de kutsal bir mahal olduğunu; aziz bir kimsenin yatırının ziyaret edilerek yağmur duaları yapıldığını kaydeder. Fatih’ten sonra tahta geçip silah kuşanan sultanlar Eyüp Sultan türbesini ziyaret ederek merasimi tamamlarlardı. Camii etrafı ve civar yamaçlar mezarlıklarla çevrili olup, meşhur Pier Loti kahvesi de buradadır.
Eyüp Sultan Camii,
Istanbul'da Haliç'in kuzey ucunda Eyüp semtinde bulunmaktadır.
islamiyet'i ilk kabul edenlerden ve Arapların
Istanbul'u kuşatması sırasında şehit olan Hz. Eyyubu El-Ensari'nin gömüldüğü yerdedir. Fatih Sultan Mehmet’in emri ile buraya bir türbe, yanına da bir cami yapıldı.
Eyüp semtinin merkezinde, Haliç kenarındaki Eyüp Sultan Külliyesi içinde bulunan Eyüp Sultan Camii,
islam aleminin önemli ziyaretgahlarından biridir.
Eyüp Sultan Camii Tarihi
Doğu Roma Imparatorluğu ( Bizans ), Konstantinapol’de I.Konstantin tarafından kurulup,
şehrin etrafındaki surlar yapıldıktan sonra Bizanslılar, o tarihte,bir inziva yeri gibi kabul edilen ve ‘’Kozmidyon’’denilen bu semtte, tümü dini nitelikli önemli eserler meydana getirmişlerdir.
Eyüp Sultan, Mekke'ye giderek Akabe'de ilk Müslüman olan sahabelerdendir.
Alemdarı Nebi, Mihmandarı Resulullah diye anılır. Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katılmış,
istanbul kuşatmasında şehit düşmüştür.
Kara
surları ile Haliç surlarının birleştiği yerin dışında yer alan Eyüp Camii ve Türbesi
Islam dünyasının kutsal yerlerinden kabul edilir. Bu türbe adını, Hz. Muhammed'i Medine'ye ilk geldiğinde evinde misafir eden Hz. Ebu Eyüb el-Ensari isimli sahabeden almıştır. ayrıca Eyüp-el Ensari Hz. Muhammet'in bayraktarlığını yapmış bir
şahıstı, . Halk arasında "Eyüp Sultan" olarak adlandırılan bu kişi, Emevilerin 668-669'daki
Istanbul kuşatmasına katılarak bu savaşta şehit olmuştur.
Istanbul'un Türk kuşatması sırasında mezarı keşfedilmiş, türbedir.
Mezarının bulunduğu yeri
Istanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed'in
hocası Akşemseddin rüyasında görmüş ve buraya türbe ve şehrin ilk camii buraya yapılmıştı. Külliyenin ilk inşa edilen kısmı 1459 yılında ise yine Fatih Sultan Mehmed tarafından türbenin yanına camii, medrese, imaret ve hamam yaptırılmış böylece külliye oluşmuştur.
1458 yılında yapılan ilk cami yıkılmış, yaptırılan bu ilk camii 1766 yılındaki depremde çok büyük zarar
görmüş ve tamir edilemeyeceği anlaşılınca, Sultan III. Selim tarafından 1798'de tamamen yıktırılarak yerine yeni bir camii yaptırılmıştır. Bu yeni camii 1800 yılında tamamlanmış ve padişahın da katıldığı bir törenle ibadete açılmıştır. Günümüze kadar
ulaşmayı başaran bu ikinci camidir.
1819’da 2. Mahmud’nin
armağanı olan atlastan sanduka örtüsü üzerinde hat ustası Rakım efendi’nin yazıları vardır. Türbedeki levhalar, Mustafa
Izzet Efendi, Celalettin Efendi Gibi hattatların yanı sıra Ahmet III, Mahmut II gibi sultanlara aittir.
1822 yılında deniz tarafına rastlayan minareye yıldırım düşünce, minarelerin üst
şerefelerine kadar olan kısmı yeniden yaptırıldı.
Caminin 17.50 metre çapında bir ana kubbesi ve 1723 yılında eskilerine göre daha uzun olarak inşa edilen iki minaresi vardır. Camii içi süslemeleri oldukça sadedir. Bu açıdan 18. yüzyıl camilerinden farklıdır. Ama mihrabındaki altın yaldızla kaplanmış süslemeler dikkat çekicidir.
Camii iç süslemeleri oldukça sadedir. Bu açıdan 18. yüzyıl camilerinden farklıdır. Ama mihrabındaki altın yaldızla kaplanmış süslemeleri dikkat çekicidir.
Cümle kapısı önündeki Sinan Paşa
kasrı 1798'de yıktırılmıştır. Yerinde ulu bir çınar ağacı gölgesinde etrafı parmaklıklı bir set ve çimen sofa vardır. Parmaklığın dört köşesinde dört çeşmecik bulunur. Bunlara hacat çeşmeleri, kısmet çeşmeleri denir. Tamir edildikten sonra camiyi açıp namaz kılan Sultan III. Selim Mevlevi olduğu için parmaklıkların üzerinde Mevlevi sikkeleri vardır.
Dış avlunun caddeye açılan iki kapısı vardır.
iç avlu 12 sütuna müstenit 13 kubbelidir. Avlunun ortası şadırvandır. Türbe tek kubbeli, 8 köşelidir. Türbe methalinde
nakşı kademi saadet, sağında sebil bulunur.
Bu kadar çok kabir, türbe, lahit başka bir camide iç içe geçmemiştir. Serviler ve mezarlıklar cami çevresini uhrevi bir mekan yapar. Necip Fazıl, Fevzi Çakmak, Ferhat Paşa, Mehmet Paşa,
Siyavuş Paşa, Beşir Fuad, Ahmet Haşim, Ziya Osman Saba, Sokullu Mehmet Paşa burada yatmaktadır.
Fatih'ten sonra Hz. Halid' in kabri etrafında ilk
şehitler gömüldüler Daha sonra birçok devlet
adamı, bilim adamı, sanatkar ve Eyüp Sultan'a yakın olmak isteyen birçok kişi buraya gömüldüler Eyüp Sultan türbesinin haziresinde yatan
bazı meşhur şahıslar: Gazi Ethem Paşa, Küçük Said Paşa, Fatih'in Sakası, Mustafa Ağa, Yusuf Baba, Hoca Sinan Paşa, Muhsinzade Mehmet Paşa, Esma Sultan,
Şeyh Sadreddin-i acemi, Hasan-ı Samsuni, Ali bin Mehmed el- Kuşçu, Muhyiddin bin Muhammed bin Abdülevvel-i Tebrizi Mahmud Zihni Efendi,
İzzet Paşa, Mehmed Ibrahim Paşa, Yusuf Sinan Paşa, Mehmed Şevki, Mustafa Asım, Müeyyidzade Abdurrahman, Zübeyde Fitnat Hanım.
Eyüp Sultan Camii'nin çevre duvarı içinde yer alan Hz. Eyyubu El Ensari'ye ait türbe 1458 yılında yaptırıldı. Sultan Birinci Ahmed ve Sultan
Ikinci Mahmud dönemlerinde tamir gören türbe 16.yy'dan itibaren çinilerle süslendi. Türbedeki gümüş
şebeke ve şamdanlar son devirlere ait olmakla beraber sandukanın ayakucundaki kuyunun kabrin keşfi sırasında bulunan pınar olduğu ileri sürülür. Eyüp Sultan Türbesi yüz yıllar boyu
Islam aleminin ziyaret yeri olmuştur.
Islam'ın kutsal Cuma günleri inançlı kalabalıklar türbeyi ziyaret ederler. Yaşlı ağaçlar, uçuşan güvercinler, namaz kılanlar, dua ve ziyaret edenler, türbe ve camii civarını mistik, renkli bir atmosfere büründürür. Avludaki türbenin duvarları değişik çağların çinileriyle kaplıdır. Tarihi kaynaklar bu semtin Bizans devrinde de kutsal bir mahal olduğunu; aziz bir kimsenin yatırının ziyaret edilerek yağmur duaları yapıldığını kaydeder. Fatih’ten sonra tahta geçip silah kuşanan sultanlar Eyüp Sultan türbesini ziyaret ederek merasimi tamamlarlardı. Camii etrafı ve civar yamaçlar mezarlıklarla çevrili olup, meşhur Pier Loti kahvesi de buradadır.
Camiin dış avlusunda sebil bulunmaktadır. Üç pencerelidir.
Bayramlarda ve özel günlerde şerbet dağıtıldığı için şerbet hane denilmiştir.
Türbedeki sancak-ı şerif ve dört büyük şamdan Topkapı Müzesi'nde korumaya alınmıştır.
Bayramlarda ve özel günlerde şerbet dağıtıldığı için şerbet hane denilmiştir.
Türbedeki sancak-ı şerif ve dört büyük şamdan Topkapı Müzesi'nde korumaya alınmıştır.